Rumelifest
Değerli Rumeli Camiamız;
19 Eylül 2021 günü Saat: 20:00’da yapılacak olan Rumelifest programımıza tüm camiamız davetlidir.
Değerli Rumeli Camiamız;
19 Eylül 2021 günü Saat: 20:00’da yapılacak olan Rumelifest programımıza tüm camiamız davetlidir.
Değerli Rumeli Camiamız;
Öncelikle Kurban bayramınızı kutlar, hayırlara vesile olmasını Rabbimizden temenni ederiz.
Rumelifed Bayramlaşma Törenimiz 22 Temmuz 2021 günü (Bayramın 3.günü) Saat 18:00’da, Rumeli Restoran ve Organizasyon’da gerçekleşecektir.
Tüm camiamız davetlidir.
Tüm Rumeli Dernekleri Federasyonu
Yönetim Kurulu Adına;
Genel Başkan
Şaban Gülşen
Tüm Rumeli Dernekleri Federasyonunun 19 Haziran 2021 tarihinde Ördekli Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen seçimlerinde, 2 adayın yarışması sonucunda Şaban Gülşen başkanlığı kazanarak 3 yıl süre ile yeni başkanımız olmuştur.
Seçim günü ayrıca bizleri yalnız bırakmayan Milletvekillerimiz Sn. Refik Özen, Sn. Atilla Ödünç, Sn. Ahmet Kılıç’a teşekkür ediyoruz.
Değerli Rumelifed Ailesi;
19/06/2021 tarihinde gerçekleştireceğimiz Olağan Genel Kurulumuz ile alakalı olarak Genel Kurul Listemiz dernek isim ve delegeleriyle beraber bilgilerinize sunulmuştur.
Pandemi koşulları doğrultusunda Olağan Genel Kurulumuz yer değişikliği olarak yine 19/06/2021 Cumartesi günü Saat 19:00’da Ördekli Kültür Merkezinde gerçekleşecektir.
Derneklerimizden iletilen son verilere istinaden bilgiler Derbis sistemimizde güncellenmiş olup, herhangi bir hata veya eksik var ise 18/06/2021 tarih ve Saat: 17:00’a kadar bildirilmesi hususiyetle rica olunur. Herhangi bir dönüş yapılmaması durumunda, Genel Kurul Hazirun Listesi Bu Şekilde Olacaktır.
Sırasıyla dernek ve delege listemiz aşağıdaki gibidir.
Dernek Adı: BURSA FOLKLOR EĞİTİM MERKEZİ GENÇLİK VE SPOR KULÜBÜ DERNEĞİ
Dernek Adı: BURSA GENÇ ÜSKÜPLÜLER KÜLTÜR VE DAYANIŞMA DERNEĞİ
Dernek Adı: BURSA HAMZABEY-MURADİYE RUMELİ GÖÇMENLERİ HALK OYUNLARI GENÇLİK SPOR KULÜBÜ DERNEĞİ
Dernek Adı: BURSA KOSOVA ARNAVUTLUK MAKEDONYA MUHACİRLERİ KÜLTÜR VE DAYANIŞMA DERNEĞİ
Dernek Adı: BURSA PİRLEPELİLER KÜLTÜR YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA DERNEĞİ
Dernek Adı: DEMİRTAŞ RUMELİ HALK OYUNLARI GENÇLİK VE SPOR KULÜBÜ DERNEĞİ
Dernek Adı: DOKSAN ÜÇ MUHACIRLARI KÜLTÜR VE DAYANIŞMA DERNEĞİ
Dernek Adı: EVLADI FATİHAN TORUNLARI KÜLTÜR VE DAYANIŞMA DERNEĞİ
Dernek Adı: MUDANYA LOZAN MÜBADİLLERİ DERNEĞİ
Dernek Adı: MUSTAFAKEMALPAŞA RUMELİ HALK OYUNLARI VE KÜLTÜR DERNEĞİ
Dernek Adı: NAMIK KEMAL HALK OYUNLARI GENÇLİK VE SPOR KULÜBÜ DERNEĞİ
Dernek Adı: ORHANGAZİ RUMELİ GÖÇMENLERİ KÜLTÜR VE DAYANIŞMA DERNEĞİ
Dernek Adı: RUMELİ KÜLTÜR GENÇLİK VE SPOR KULÜBÜ DERNEĞİ
Dernek Adı: TUNA FOLKLOR EĞİTİM MERKEZİ GENÇLİK VE SPOR KULÜBÜ DERNEĞİ
Dernek Adı: YEŞİL BURSA RUMELİ HALK OYUNLARI VE KÜLTÜR DERNEĞİ
Federasyon Derbis Sistemimizde ” Federasyonumuzun Yönetim Organlarında Bulunan“, Fakat ilgili Derneklerin Yönetim Kurulu Başkanları Tarafından, Delege Olarak İsmi Verilmeyip, Ayrıca Oy Kullanma Hakkına Sahip Olmayan Kişilerin Listesi
İlgili kişiler, oy kullanma sahip olmamakla birlikte, yeni seçilecek yönetim ile beraber isim değişikliği, seçilecek yeni federasyon başkanının inisiyatifinde olacaktır.
Federasyonumuz tüzüğüne buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.
Özel Not: İşbu duyuru kişisel verileri de barındırması söz konusu olduğundan 6698 Sayılı KVKK çerçevesinde Google gibi tüm arama motorlarına kapatılmıştır. Yani burada bulunan bir isim, arama motorlarında sorgulandığı zaman görüntülenmesi mümkün olmayacaktır.
Çok Değerli Delegelerimiz;
Rumelifed Olağan Genel Kurulumuz ilk toplantı tarihimiz 12 Haziran 2021 yeterli çoğunluk sağlanmadığı takdirde 19 Haziran 2021 saat 18:00’da Zafer Mah.Ankara yolu caddesi No:1/3 Rumeli Restoran adresinde olacaktır.
Değerli Rumeli Camiamız;
Düzce şehrimizin, Akçakoca ilçesinde müftülük görevini bir zamanlar icra eden “Şaban Soytekinoğlu” isimli bir şahsın, Selanik göçmenlerini başta hedef alan, “Yüzde 90’ı Selanik göçmeni ve Sabetayist. Ne demek Sabetayist? Müslümanlığa girmiş gözüken Yahudiler. Aslında Müslüman değil” ibaresiyle verdiği vaaz herkesin olduğu gibi bizlerin de dikkatinden kaçmamıştır.
İlgili şahıs, devamında vaazını Gezi olaylarına bağlamış ve pervasızca konuşmalarına devam etmiştir.
İlahiyat fakülteleri içerisinde “Balkan Tarihi” gibi derslerin bulunmadığını hepimiz biliyoruz. Diğer yandan, imamların tüm müfredatları bulunan liyakata dayalı konular hakkında bilgisinin olmadığını da iyi biliyoruz. Fakat ne var ki, bazı imamlarımız aynı Osmanlı dönemi Şehyülİslamları gibi kendisini üst düzey bilgili ve yetkili zannetmekte ve buna istinaden de rahat bir şekilde hiç bir akademik ve bilimsel kaynağa dayanmadan açıklamalar yapmaktadır. Atladıkları en önemli konu ise, Osmanlı dönemindeki “dürüst” şeyhülislamlar, kendilerine bağlı oldukları tekke, camiler ve medreseler gibi kurumları üzerinden devamlı bilgi akışını sağlayabildikleri için doğal olarak söyledikleri önem arz etmekteydi.
Bugün ülkemizde böyle bir sistem yok, bu gibi şahısların kurduğu cümleler de palavradan öte olmamaktadır.
Biz bu şahsa küçük bir Balkan tarihi dersi vermek isteriz;
Dünyada her ülke büyük coşku ve sevinç ile kurulur. Fakat Balkan ülkelerinin kurulmasında her daim, acı ve göz yaşı olmuştur. Hatta bu acı ve gözyaşı o kadar ileri seviyeye gittiği durumlar olmuştur ki, örneğin Arnavutluk ülkesi kendi devletini tekrar kurarken Türk Dünyası ile tekrar birleşecekleri günü bekleyeceklerini dile getirip dualar ederek bağımsızlığını ilan etmiştir.
Başlıkta da belirttiğimiz gibi, “İmamların İşi Siyaset Değildir!”.. E tabi siyaset yapmak isterlerse de saygımız sonsuzdur. Fakat Balkan coğrafyasından gelenleri “kötü” ilan edebilecek kadar ileriye gitmekte büyük bir cehaletin eseridir.
Kendisini bundan sonrası Balkan Coğrafyası ile alakalı geliştirmesi için teşvik ediyor, ilgili şahıs hakkında “tedbiren” doğru kararı veren Din İşleri Yüksek Kurulu’nu saygı ile selamlıyoruz. Konunun takipçisi olmaya devam edeceğiz.
Saygılarımızla;
Değerli Hemşehrilerimiz;
Son zamanlar da camiamızın yaşadığı mahalleler ile alakalı olarak, ve ilgili Sağlık Müdürlükleri yöneticileriyle yaptığımız istişareler sonucunda, yaşanan koronavirüs vakaları artışı sebebiyle siz değerli camiamıza tavsiye niteliğinde bir bildirim yapma gereği duyduk.
İçerisinde bulunduğumuz mevcut dönem içerisinde hala yapılan aile ziyaretleri, küçük çaplı cemiyetler, bayanlarımızın yaptığı gün gezmeleri, esnaflarımızın dükkan ve iş yerindeki uzun süreli ziyaretler maalesef koronavirüsün yaygınlaşmasını hızla tetiklemektedir.
Konuyu bir anektod ile anlatmak gerekirse; hemşerilerimizin oldukça fazla yaşadığı bir mahallede gerçekleşen bir ev ziyareti sonrasında, eve ziyarete gelenlerden bir kişinin farkında olmadan koronavirüs hastası olması sebebiyle yine aynı eve ziyarete gelen 14 kişiye ve dolaylı olarak zaman içerisinde 41 kişiye de koronavirüs bulaştırmasına neden olmuştur. Hemşehrilerimizin yoğunlukla yaşadığı mahalleler de bu vakaların benzerleri oldukça fazladır.
Mahallelerimizde yaşayan her birey, bizler oldukça önemli olup yaşanan bu vakalar bizleri oldukça üzmektedir.
Bu minvalde; siz değerli camiamızdan ricamız ve tavsiyelerimiz şu şekildedir;
Camiamızın her bir bireyi bizler için önemlidir ve bu bireyler hakkında duyduğumuz üzücü gelişmeler bizleri de üzmektedir.
Ailemizi ve çevremizi korumak, kendimizi korumak ile başlayacaktır.
Devletimizin de vereceği tavsiyeleri uyulmasını hususiyetle rica ederiz.
Değerli Camiamız;
Öncelikle bu yazdığımız yazının Kosova halkları ile bir alakası olmadığını ve Kosova halklarıyla olan gönül bağlarımızın engellenmesine ülkeler arası diplomatik sınırların çaresiz olduğunu belirtmek isteriz.
Hashim Thaçi yönetimindeki Kosova devletinin ileri düzey diplomatik ahlaktan uzakt basiretsiz kararlar verdiğini hep birlikte yaşadık ve gördük.
Kosova’nın kurulması, NATO’nun da desteğiyle ve ülkelerin hem fikir olmasıyla beraber temellerinin atılmasıyla gerçekleşmiştir. Kosova’nın ülke olarak tanınmasında en büyük desteği de hiç şüphesiz bizim devletimiz vermiştir. Kosova’nın Eurolex dışında gerek hukuk sisteminin inşaa edilmesi, gerekse yaşanılmış kötü badirelerin ve kara bulutların üstünden kalkması için de en büyük desteği yine Türkiye ve Türkiye halkları vermiştir.
Fakat Kosova yönetimi her daim, Amerikacı zihniyetinde olmuştur ve belediyelerinde dahi Amerika bayraklarını bulundurmayı kendilerine yeğlemişlerdir.
Fakat Kosova’nın unuttuğu en önemli hususu belirtelim.
Uluslararası İlişkiler disiplinine göre “Amerika” sonsuz ve yıkılmayacak güç gibi yansıtılır. Burada devlet başkanlarına öğretilen müfredatların içeriğinden kaynaklanır. Oysa ki, ABD, medeniyeti bizler kadar eski medeniyeti olmayan bir ülke olması sebebiyle son 50 yıldır verdiği Uluslararası kararlardaki hatalarından ötürü en çok “özür dileyen” ülkedir. Fakat bu genelde yansıtılmaz ve hep konu hep öyle bırakılır.
Bu minvalde bakıldığında güçlü ülkeler nüfus ve teknoloji ile güçlü olmalarıyla mukayese edilmezler, aksine “Medeniyeti eski olan ve olmayan ülkeler” olarak 2’ye ayrılırlar. Bugün yine ABD’nin 5000 yıllık medeniyete sahip Çin devletini yıkamamasını ve medeniyeti eski olan ülkelere diş geçirememesinin bariz nedenlerini de buna bağlayabiliriz. Amerika oluşturduğu popülist akımlar sayesinde her zaman durumu ne kadar vahim olsa da güçlü duruşunu bozmamak için herşeyi yapacaktır. Fakat bu hiçbir zaman Amerikanın “medeniyeti eski” gibi bir algısını bizler de oluşturmayacaktır.
Devamlı medeniyetten bahsediyoruz. Çünkü medeniyeti eski olan ülkeler devlet tecrübesi çok güçlü olan ülkelerdir. Dağılsalar dahi kolayca toparlanırlar. Yıkılsalar dahi, kısa bir süre sonra bir araya gelmeye başarırlar.
Kosova’ya gelirsek. Kosova devletinin basiretsiz yöneticileri aslında kendilerinin ve soydaşlarının sahip olduğu medeniyetini görmezden gelip bir kenara bırakarak, sırf AB’ye girmek uğruna komşu ülkeleriyle problemlerini halledebilmek için Amerika’nın 3. taraf ülke olmasını kabul etti ve durum bununla kalmayıp, Amerika’nın konuyu çözme taahhüdünde bulunması karşılığında da ön şart olarak İsrail’in başkentinin Kudüs olmasını kabul ettiler. Artık diplomatik acizliğin boyutunu sizlere tarif etmekte zorlanıyoruz ve kelime dahi bulamıyoruz.
Fakat yine bu basiretsiz devlet yöneticilerinin unuttuğu konulardan bir tanesi, marjinal yaşantılarını biraz bırakıp kendi ülkelerinde kendi halklarına bakmayı başarabilirlerse, kendi halklarının ortak medeniyet değerlerine köklü bağlantıları bulunan Türk halklarıyla olan beraberliğini farkedeceklerdir. Fakat Kosova’da özellikle genç akımın AB hayranlığı ve orada çalışma, evlenme sevdası ülkenin dini değerlerini yok sayacak seviyeye kadar getirmesindeki en büyük suçun yine aynı basiretsiz devlet yöneticileri ile alakalı olduklarını da unutmuşlardır.
Bugün gelinen noktada, Kosova makro iktisadi boyutta sadece ağzına çalınacak bir parmak bal ile yetinecektir. Uluslarası İlişkilerde dostluk yoktur ve çıkar ilişkileri vardır. Eğer Kosova’da olduğu bilinen 7,6 milyar $’lık altın madeni rezervlerine sahip olmasaydı, Amerika yüzlerine dahi bakmayacaktı. Yine ne var ki, sahip olduğu altın rezervlerinden de lisansı yine ABD’li bir şirkettedir.
Dün daha seçimlerinde özel desteğini Sn. Cumhurbaşkanı olarak özel miting düzenlemiş. Kosova Ahmet Yaşari Havalimanı ve Kosova nın Otoyollarını üstlelenen Türk Sanayicileri ile , her zaman soydaş-kardeş Ülke Kosova nın, sıcağı sıcağına yapılanları dikkate almaması , danışmaması , gözden kaçırması esef verici olmuştur. Diplomaside kural gününü gün etmek olmamalı. Köklü bağları ve geçmişi olan Kosova – Türkiye ilişkilerinin bu anlamsız yaklaşımından vazgeçse de izini unutmayacağımızı da belirtmek isteriz.
Sonuç olarak;
Kosova’nın AB aşkı, Müslüman ülkelerin onları arkasına almasını sağlamıştır.
Kosova’nın ABD Aşkı, hala Kosova köylerinde bulunan Rumeli Devleti bayrağı asılı camilerin varlığını unutmuştur.
Oysa ki, basiretsiz Kosova’lı devlet yöneticileri ne karar verirse versin, Kudüs her zaman Müslümanlarındır ve Müslümanların kalacaktır…
Rumelifed Adına;
Uluslararası İlişkiler Komisyonu
Srebrenitsa’nın üzerinden 25 yıl geçti…
25 yıllık koca bir hiç…
O gün ki barışı sağlayan tamamen formalite icabı kağıt üzerinden yapılmış olan Dayton anlaşması da sona erdi. Belirsizliğin had safhada olduğu bir dönemdeyiz. Bosna’da içeriden sular ufak ufak ısınsa da hiç kimse savaş istemiyor. Artık Sırplar da, Hırvatlar da savaşın bir çare olmayacağını, Sırbistan’ın 25 yıldır yaşadığı diplomatik kayıplarla çok iyi öğrendiler.
25 Yıla bakarak söylemeliyiz ki, bu savaşın tek kaybedeni Boşnaklar olmadı.. Sırplar önce itibarını toplamak için diplomasi üretmeye çalışsa da, yapılan küstahlıklar gün gibi ortada olduğundan ürettikleri diplomasi hiç bir işe yaramadı ve elindeki imkanlardan da mahrum kaldılar.
Şimdi ne olacak bilmiyoruz fakat ortada bir savaş olmayacaksa ki, sonuna kadar savaşı desteklemiyoruz. Artık belirli şartların da sağlanması gerekiyor.
Fakat öncelikle Boşnakların dünyada ne kadar çok sevildiğini kendi içlerinde fark etmesi gerekiyor. bizler Bosna Hersek’te ve ülkenin her yerinde Bosna Hersek bayrağının dalgalanacağı günleri de hasretle bekliyoruz.
25 yıl önce soykırımı yapan askerlerin hayatlarının komple dağıldığını biliyor muydunuz? O günden bugüne ne evlenebildiler, ne aile kurabildiler, ne de bir mülke sahip olabildiler.
25 yıl her açıdan ve her taraftan müthiş zararlar verdiği bir gerçek ve sonuç olarak zihinlerde bütün acılar taptaze duruyor.
Her ne olursa olsun, biz bu soykırımı unutmadık, unutmayacağız, unutturmayacağız!
Değerli Camiamız;
Balkanlarımızın değerli ülkelerinden Kosova’nın 12. Yılını Rumelifed olarak kutluyoruz.
Çok Yaşa Kosova!
Urime Kosoves..